Mozilla Türkiye Gönüllü Topluluğu Blog

Mozilla Türkiye Yerelleştirme Ekibi Lideri Selim Şumlu ile Röportajımız


- Öncelikle Mozilla ile tanışma hikayenizi sormak isterim.

Ben ekibe 2010 yılında katılmış olsam da Mozilla projesini ve Firefox’u hemen hemen ilk günlerinden beri biliyordum. 2010’da üniversiteden yeni mezun olmuş ve PCnet dergisinde editör olarak çalışmaya başlamıştım. Firefox’la ilgili bir yazı yazarken Firefox’un Türkçe çevirilerinde ufak tefek eksiklikler olduğunu fark ettim. Yazılım çevirilerine yabancı değildim, lise yıllarımdan beri hobi olarak birçok çeviri projesine katkıda bulunmuştum. Hemen Firefox’un çevirilerinin yapıldığı platformu bulup çeviri önerileri göndermeye başladım. Kısa süre içinde mevcut ekiple tanışıp kaynaştık. Aslında çevirilere ilk giriştiğimde amacım sadece eksiklikleri gidermekti ama fikirlerim Mozilla misyonuyla örtüştüğü için projenin giderek daha fazla içine girdim ve bir “Mozillian” olup çıktım.


- Yerelleştirme faaliyetlerinin başlangıcı konusunda sitenizde kısa bir yazı olsa da, 2011’e kadar süren süreci sizden detaylıca duymak isteriz.

Pek çok gönüllünün özverili çalışması sayesinde Mozilla ürünleri ilk günden beri Türkçe desteğine sahip. Çalışmaların ilk adımını 2002 yılında Arman Aksoy attı. Ardından 13 arkadaş bir araya gelerek Mozilla 1 sürümüne Türkçe desteğini kazandırdılar. (Sonradan Mozilla Suite adını alacak olan “Mozilla”; web tarayıcı, e-posta istemcisi, web sayfası editörü ve IRC istemcisinden oluşan bir yazılım paketiydi. Daha sonra bu yazılımlar birbirinden ayrıldı ve tarayıcının adı Firefox oldu.) Ardından çeviri çalışmaları Lapis Topluluğu çatısı altında devam etti. 2010’a gelindiğinde yerelleştirme ekibinde dört kişi vardı.


- 2011 yılındaki gelişmeler nelerdir? Mozilla Türkçe Yerelleştirme Topluluğu’nun pazarlama-tanıtım faaliyetlerini de içermeye başlayıp Mozilla Türkiye’ye dönüşmesi nasıl gerçekleşti?

Ben 2010’da ekibe katıldığımda asıl işlerinin yoğunluğu nedeniyle maalesef hiç kimse yerelleştirme dışındaki çalışmalara vakit ayıramıyordu. 2011’de Mozilla Balkanlar buluşmasına davet edildik. Türkiye adına etkinliğe ben katıldım ve hem farklı toplulukların işleri nasıl yürüttüğünü görme hem de Mozilla’nın topluluk yöneticisiyle fikir alışverişinde bulunma fırsatım oldu. Faaliyetlerimizi yerelleştirmenin ötesine taşıma fikri orada doğdu. Kısa bir süre içinde web sitemizi yeniledik, sosyal medya hesaplarımızı açtık, ürünlerin tanıtımı için çok önemli rol oynayan Mozilla’nın resmi web sitesini tamamen Türkçeleştirdik, Türkçe destek forumunu devreye aldık. Böylece kullanıcılarla daha aktif bir şekilde iletişim kurmaya başladık. Tabii az sayıda gönüllünün çabalarıyla bu işlerin hepsini yıllarca sürdürmek zor. Ne yazık ki kişisel yoğunluklarımız nedeniyle son zamanlarda web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız atıl duruma düştü. Aramıza katılacak yeni gönüllülerin de katkılarıyla bunun üstesinden gelebileceğimizi umuyoruz.


- MDN Web Docs Türkçe dokümantasyonu yayından neden kaldırıldı?

MDN Web Docs, web teknolojileriyle ilgili internette bulabileceğiniz en kapsamlı kaynaklardan biri. Geliştiriciler için adeta bir bilgi cenneti. Ancak sürekli genişleyen ve güncellenen böyle bir kaynağı başka bir dile çevirmek için müthiş bir emek gerekiyor. Yerelleştirme ekibi olarak biz yalnızca MDN Web Docs’un arayüzünü çeviriyorduk. MDN Web Docs viki mantığıyla çalışıyordu ve içerik çevirileri bağımsız gönüllülerden geliyordu. İçeriklerin bir kısmı Türkçeye ve diğer dillere kazandırılmıştı ama hem çeviri kalitesi değişkendi hem de içerikler bir süre sonra güncelliğini yitiriyordu. Üstelik İngilizce dışındaki makalelerin çoğu yeterince trafik almıyor, yani gönüllüler emeklerinin karşılığını alamıyordu.

Bunun Türkçeye özgü bir sorun olmadığını hatırlatmak gerek. Bu yüzden bu yılın başlarında MDN Web Docs ekibi en çok çevirisi yapılan ve en çok trafik alan birkaç dil dışındaki dillerin desteğini sonlandırmaya karar verdi. Türkçe maalesef hem içerik sayısı az olan hem de az trafik alan dillerden biriydi. O nedenle artık desteklenmiyor.


- 20 yıla yaklaşan bu süreçte Mozilla ve Mozilla Türkiye açısından en sık karşılaşılan zorluklar neler? Sizce bunları çözmek için ne gibi adımlar atılabilir?

Mozilla projesi dünyanın en büyük özgür yazılım projelerinden biri, ama rakipleri de dünyanın en büyük teknoloji şirketleri. Kaynakları neredeyse sınırsız diyebileceğimiz bu şirketlerin ürünlerine denk, hatta bazı açılardan onlardan daha iyi ürünler geliştirebilmek zor bir iş ama yetenekli çalışanları ve gönüllüleri sayesinde Mozilla bunu başarıyor. Mozilla’nın karşılaştığı ilk zorlukları Code Rush belgeselinde çarpıcı bir şekilde görmek mümkün. Firefox ilk çıktığında masaüstü tarayıcı pazarı Microsoft’un tekelindeydi ve zaten pazarı elinde tuttuğunu düşünen Microsoft, tarayıcısını neredeyse hiç geliştirme ihtiyacı duymuyordu. Firefox bu tekeli kırdı ve modern web’in önünü açtı. Şimdi benzer bir sorunu mobil dünyada yaşıyoruz. Mobil cihazlar Google ve Apple’ın tekelinde. Mozilla, daha sağlıklı bir internet için verdiği mücadeleyi mobil dünyada da sürdürüyor.

Ancak tekelleşmenin getirdiği pazar ve gelir kaybı elbette Mozilla’yı olumsuz etkiliyor. Pazar payının azalması Mozilla’nın sesinin gür çıkmasını önlüyor. Oysa daha sağlıklı bir internet için daha çok ses, daha çok alternatif olması şart. Yakın zamana dek Mozilla’nın gelirlerinin çok büyük bir kısmı arama motoru anlaşmalarından geliyordu. Fakat geçen yıldan beri Mozilla, farklı gelir kaynakları yaratmak için ücretli “premium” servisler geliştiriyor. Bunlardan ilki Mozilla VPN oldu, bir sonraki da Firefox Relay servisi olacak. Öte yandan, Firefox’un Android sürümü bu yıl tamamen baştan yazıldı ve artık eskisinden çok daha hızlı. Apple ise nihayet varsayılan tarayıcınızı değiştirmenize izin vermeye başladı. Bu gelişmelerin olumlu etkileri olacağını düşünüyoruz.

Topluluklar açısından bakıldığında ise yeni gönüllülere ulaşma ve onların sürekliliğini sağlama, hemen hemen tüm toplulukların ortak sorunu. Biz de Mozilla Türkiye olarak bu sorunu hep yaşadık. Katıldığım tüm toplantılarda bu sorun tartışılıyor, gönüllülerimizin kullandığı tüm araçlarda ve iletişim yöntemlerimizde sürekli gelişmeler yapılıyor. Ama nihayetinde iş, gönüllülerin gerçekten projeye “gönül vermesinde” bitiyor.


- Yeni Mozilla gönüllülerine neler önerirsiniz?

Mozilla gönüllüleri, internete tutkuyla bağlı insanlar. Mozilla Manifestosu, özlem duyduğumuz interneti ve ilkelerimizi çok iyi anlatıyor. 1998’den beri bu ilkeler hiç değişmedi. Daha iyi bir internet inşa ederek tüm insanlığa katkı sağlamak isteyen herkes Mozilla çatısı altında bir araya gelebilir. Mozilla gönüllüsü olmak illaki kod yazmak anlamına gelmiyor. Sadece Firefox kullandığınızda bile daha iyi bir interneti savunduğunuzu herkese söylemiş oluyor, Mozilla ailesinin bir parçası oluyorsunuz.

Öte yandan, farklı yeteneklerinizle de Mozilla’ya katkıda bulunmak mümkün. Yapabileceğiniz başlıca şeyler çeviri yapmak, kod yazmak, etkinlik düzenlemek ve kullanıcılara destek vermek. Bunların her biri gönüllüler için gurur verici çalışmalar olacağı gibi, böylesine büyük bir yazılım projesine katkıda bulunmak gönüllülere hem deneyim kazandırıyor hem de farklı iş fırsatlarının kapısını aralayabiliyor. Proje çok büyük olduğu için gönüllüler nereden başlayacağını şaşırabiliyor. Böyle durumlarda, gözünüze kestirdiğiniz bir alt projede adını gördüğünüz birisiyle doğrudan iletişime geçerek sizi yönlendirmesini rica edebilirsiniz. Mozilla gönüllüleri dünyanın dört bir yanına yayıldığı için iletişimi İngilizce sürdürüyoruz. Dolayısıyla projeye ciddi anlamda katkı sunmak istiyorsanız mevcut dokümanları anlayacak ve birlikte çalışacağınız kişilerle iletişim kuracak kadar İngilizcenizin olması büyük bir avantaj.


Sorularımıza vakit ayırdığı için Selim Şumlu'ya çok teşekkür ediyoruz...